Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, ibadet yerleri ve dini sembollere yönelik artan saldırılara karşı İnsan Hakları Konseyinin yeni bir yol haritası çizdiğini ve diyalog için bugün ilk adımın atıldığını söyledi.
Türk, BM İnsan Hakları Konseyinin 54. Oturumu kapsamında düzenlenen “Ayrımcılık, düşmanlık veya şiddeti teşvik eden dini nefretin temel nedenleri ve insan hakları üzerindeki etkileri” başlıklı interaktif diyalog oturumunda konuştu.
Türk, karşılıklı anlayışın anahtarı olan diyaloğun güven ve saygıyı da artırdığını ifade etti.
İnsan Hakları Konseyinin 53/1 sayılı kararını hatırlatan Türk, dünya genelinde ibadet yerlerine ve dini sembollere yönelik artan saygısızlık olaylarını derin bir endişeyle karşıladığını dile getirdi ve bu soruna çözüm bulmak için acil harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıların bazı ülkelerde devam ettiğine dikkati çeken Türk, “Kur’an-ı Kerim’e yönelik saygısız ve saldırganca yakma eylemlerini, özellikle şiddeti ve bölünmeyi kışkırtanları şiddetle reddediyorum.” dedi.
Türk, bu saldırılar karşısında İnsan Haklar Yüksek Komiserliğinin yeni bir yol haritası çizdiğini ve diyalog için bugün ilk adımın atıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
“Karara ilişkin yorumlarını almak üzere tüm devletlere ve diğer paydaşlara çağrıda bulunduk. Önümüzdeki aylarda ileriye yönelik tavsiyeler üretmek amacıyla geniş bir istişare sürecini kolaylaştıracağız. Özellikle yaşanmış tecrübelere ve anlayışa dayalı olarak görüşlerinizi ve önerilen önlemleri almayı sabırsızlıkla bekliyorum. Bu sürecin, ülkelerin dini nefret belasına karşı uluslararası insan hakları hukuku doğrultusunda yasal ve kanun uygulayıcı çerçeveler ile sağlam politikalar benimsemelerinin yanı sıra hesap verebilirliği sağlamak amacıyla hızlı bir şekilde harekete geçmeleri için bir plan sağlayacağını umuyorum.”
Haziran 2024’te İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin bu konudaki raporunun sunulacağını söyleyen Türk, İnsan Hakları Konseyinin gelecek iki oturumda dini nefret eylemlerini daha ayrıntılı tartışacağını ifade etti.
Ulusal politika, yasal çerçeveler ve yasa uygulama çerçevelerindeki boşlukların, nefret ve ayrımcılığın gözden kaçmasına neden olduğunun altını çizen Türk, üye devletlerin daha fazlasını yapabileceğini ve yapması gerektiğini vurguladı.
“Dini nefret olaylarının temel nedenleri ve itici güçleriyle mücadele için daha fazlasına ihtiyaç var”
Türk, “Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri ve dünya çapındaki diğer pek çok dini nefret olayının açıkça gösterdiği gibi, nefretin temel nedenleri ve itici güçleriyle mücadele etmek için çok daha fazlasına ihtiyaç var. Zararlı basmakalıp inanışların aktif olarak ortadan kaldırılmasına ihtiyacımız var. Çeşitliliği yücelten kamuyu bilgilendirme kampanyaları ile kapsayıcı ve ayrımcı olmayan eğitim sistemlerine ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Türkiye’nin BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Güven Begeç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cenevre Temsilcisi Kemal Köprülü ve diğer üye ülkelerin yetkilileri de oturuma katıldı.